Tabi ki beni yargılayabilirsin

fb_ımg_1475819455283.jpg.jpeg

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Yol…

Untitled-1.jpg

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

TCK 243-244-245

Bilişim sistemine girme

           Madde 243- (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir. (1)

(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.

(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.) Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

           Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme

           Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

           Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması

           Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)

(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

––––––––––––

(1)  24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kanunun 30 uncu maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ve” ibaresi “veya” şeklinde değiştirilmiştir.

(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;

  1. a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
  2. b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
  3. c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(5) (Ek: 6/12/2006 – 5560/11 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri uygulanır.

Yasak cihaz veya programlar

Madde 245/A- (Ek: 24/3/2016-6698/30 md.)

           (1) Bir cihazın, bilgisayar programının, şifrenin veya sair güvenlik kodunun; münhasıran bu Bölümde yer alan suçlar ile bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların işlenmesi için yapılması veya oluşturulması durumunda, bunları imal eden, ithal eden, sevk eden, nakleden, depolayan, kabul eden, satan, satışa arz eden, satın alan, başkalarına veren veya bulunduran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

           Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması

           Madde 246- (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Psikolojik savunma mekanizmaları 

1)BASTIRMA

Bilinçaltına itme, unutma, bilinçten uzaklaştırmaya çalışma gibi ifadelerle de anlatılan bastırma birey için kaygı ve üzüntü verici olay ve durumların unutulmaya çalışılması yani bilinçaltına itilmesidir.
2)BAHANE BULMA (MANTIĞA BÜRÜME)

Neden bulma biçiminde de ifade edilebilen bahane bulma bireyin olaylar ve durumlar karşısında asıl sebebi söyleyemeyip nedenler uydurmasıdır.

Çok istediği halde arkadaşı kadar zengin olamayan ve onu kıskanan bireyin ”Zenginlik insanın başına büyük dertler açar.” demesi örnek olarak verilebilir.
3)YANSITMA

Başkasını suçlama ya da kendi suçunu başkasına atma olarak tanıdığımız yansıtma tam anlamıyla bireyin kendi yanlışlıklarını, olumsuzluklarını başkalarında görmesidir.

Saldırgan eğilimli birinin diğer insanları saldırganlıkla suçlaması örnek olarak verilebilir.
4)ÖDÜNLEME (TELAFİ ETME)

Bir alandaki başarısızlığın doğurduğu eksiklik, yetersizlik ve aşağılık duygularını başka bir alanda başarı sağlayarak ortadan kaldırmaktır. Ödünleme davranışında bulunmaya neden olan eksiklik ve yetersizlik fiziksel (bedensel) olabileceği gibi sosyal alandaki bir başarısızlık da olabilir.

Bedensel eksikliğinden dolayı sporcu olamayan bireyin okuyarak çok iyi bir avukat olması örnek olarak verilebilir.
5)YÜCELTME

Doğrudan ve doğal biçimde doyurulmasını toplumun onaylamadığı, fizyolojik ve psikolojik dürtülerin toplumca onaylanan bir sosyal alana kaydırılarak yani biçim değiştirilerek doyurulmasıdır.

Çocuğu olmayan bir bayanın kreşte çalışması örnek olarak verilebilir.
6)KARŞIT TEPKİ GELİŞTİRME

Güdüleri çarpıtma, ikiyüzlü olma biçiminde de ifade edebileceğimiz karşıt tepkide birey asıl tepkiyi göstermek yerine zıt (karşıt) tepkiyi gösterir.

Hırsızlık eğilimi gösteren birinin hırsızlığı kötüleyen sözler söylemesi örnek olarak verilebilir.
7)ÖZDEŞİM KURMA

Özdeşleşme, başkasına özenme, benzeme biçimlerinde de ifade edebileceğimiz özdeşim kurma bireyin iki türlü davranışını içerir. Başka birinin çeşitli özelliklerini ona benzetme amaçlı olarak taklit etme ve başka birinin başarılarıyla sanki kendi başarısıymış gibi övünmedir.
8)HAYAL KURMA

Düş kurma, fantezi geliştirme adıyla da bilinen hayal kurma bireyin kendini olduğu gibi değil olmasını istediği gibi düşlemesi, acı gerçekleri tatlı düşler biçimine dönüştürmesidir.

Sınavı kazanmak ve doktor olmak amacını gerçekleştiremeyen bir birey hayal aleminde sınavı kazanır, doktor olur, beyaz önlüğü giyer ve ameliyat yapar şeklinde örneklendirilebilir.
9) KAÇMA

Duyarsızlık, problemi yok sayma, önemsememe kavramlarıyla da anlatılabilecek kaçma mekanizmasında birey problemler karşısında onları çözmeye yönelik davranışlar göstermek ya da çeşitli savunma mekanizmalarına başvurmak yerine tam bir tepkisizlik ve vurdumduymazlık içerisindedir. Sanki problem onun değilmiş gibi kendisini hiç ilgilendirmiyormuş gibi davranır. Kaçma davranışı gösteren bireylerde tam bir sorumsuzluk hali vardır. İşine, evine ilgisizdir. Söylenenlere kulak asmaz.
10)YÖN DEĞİŞTİRME

Tepkiyi asıl hedefe ya da asıl kişiye değil de başka bir hedefe ya da başka bir kişiye yöneltmektir. Birey tepkini yönünü ve yerini değiştirdikten sonra davranışta bulunur.

Babasından azar işiten bir çocuğun kardeşini dövmesi örnek olarak verilebilir.
11)KENDİNE YÖNELTME

Bireylerin asıl hedeflere yöneltemedikleri öfkeli ve saldırgan davranışlarını kendilerine yöneltmeleridir.

Maçta yenilince rakibine öfkelenen boksörün eve gelince başını duvara vurması örnek olarak verilebilir.
12)GERİLEME

İlkele dönüş, önceki yaşların davranışlarına geri dönme, seviyesiz davranışlar sergilemedir.

Problemi ile baş edemeyen bir yetişkinin çocuk gibi tepinerek ve ağlayarak probleme karşı koyması, olgun ve medeni davranışlar sergileyecek düzeydeki iki insanın seviyeli bir tartışma yapmaları gerekirken küfür ve kavga ile problemi çözmeye çalışmaları örnek olarak verilebilir.
13)YADSIMA (İNKAR ETME)

Birey kendisine acı veren gerçekleri kabullenmeyerek reddetmesidir.

Çok sevdiği birinin ölümünü kabullenmeyen birey, ”Bir türlü inanamıyorum, hayal görüyor olmalıyım. O ölmedi, ölemez, bir gün mutlaka gelecektir.” biçimindeki sözlerle kendini savunması örnek olarak verilebilir.
14)POLLYANNA (TATLI-LİMON)

Bireyin karşılaştığı her kötü durumda ”iyi ki daha kötüsü başıma gelmedi” diyerek mutluluk oyunu oynamasıdır.

Bir gözünü kaybeden birinin ” İyi ki ikisini de kaybetmedim.” demesi, tüm mal varlığını kaybeden birisinin ” İyi ki canım sağ.” demesi örnek olarak verilebilir

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Sakıp Sabancı’nın Ders Niteliğindeki Öğütleri

 

1. Asıl bir “Güç” arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.
2. Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.
3. Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.
4. Karşınızdakilerin “İnsan” olduğunu hiç bir zaman unutmayın!
5. İnsanların birer “Makina” olmadıklarını bilin.
6. Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.
7. Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.
8. “Vicdan Huzuru” başarılı olabilmenin temel şartıdır.
9. Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiç bir zaman havalarda dolaşmayın. Kendinizi kimseden üstün görmeyin.
10. Hiçbir işi “Kıyısından Köşesinden Tutmayın”. Yapacağınız iş ne ise, küçümsemeden ona sahip çıkın. Okumaya devam et

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

HAYATIN 40 ALTIN KURALI

 

1) UCUZ ARABA KULLAN AMA, ALABILECEĞIN EN GÜZEL EVI AL.
2) ADAM GIBI ÜÇ FIKRA ÖĞREN.
3) SEVINÇLERINI SAKIN ERTELEME.
4) EŞINI ÇOK IYI SEÇ. ÇÜNKÜ BU SEÇIM MUTLULUĞUNUN VEYA BEDBAHLIĞININ % 90’ NINI OLUŞTURUR.
5) HERGÜN 30 DAKIKA YÜRÜYÜŞ YAP..
6) HER YEMEKTEN ÖNCE ŞÜKRET.
7) BIR ARKADAŞININ SIRRINI AÇIKLAMADAN ÖNCE IKI KERE DÜŞÜN.
8) MAAŞ ÇEKINI IMZALAYAN KIŞILERI ASLA ELEŞTIRME.
9) KAYBEDECEK ŞEYLERI OLMAYAN INSANLARDAN KORK.
10) GÖZÜNÜN ÖNÜNDE HEP GÜZEL ŞEYLER BULUNDUR. Okumaya devam et

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Hint felsefesinin 4 kuralı

KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

KURAL 2: “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile
değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

KURAL 3: ” İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.

KURAL 4: “Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun
bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Einstein’dan 10 Hayat Dersi

 

1. Merakınızın peşinden gidin
“Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.”

2. Azim paha biçilmezdir
“Çok zeki olduğumdan değil sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.” Okumaya devam et

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Tarih Bilgisi

~~ TARİH ~~

ALDIĞIMIZ FİYATA
Keçecizâde’nin Rusya’da bulunduğu sıralarda Rus Çarı, Keçecizâde Fuad Paşa’ya takılır:
– Paşa şu Girit’i satsanız!
– Hay hay, satalım ekselans
– Kaça satarsınız?
– Aldığımız fiyata
Girit’in yirmi seneyi aşkın bir zamanda ve binlerce şehitle alındığını bilen Çar sararır.

Okumaya devam et

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Tavsiyeler

1- Aklını kullan.
2- İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma.
3- Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma. Acı çeken sen olursun.
4- İyice soruşturup diğer insanların da haklı olabileceğini düşün.
5- Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma.
6- Güvenmediğin biriyle asla çıkma.
7- Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme.
8- İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.
9- Kimseye yalvarma.
10- Asla dönüp de arkana bakma.
11- Sır tutmasını bil.
12- Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma. Onları asla sevgilin için satma.
13- Hak ettiğin sevgiyi alamadın mı kendini üzme, sorun sen değilsin.
14- Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
15- Kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
16- Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
17- Seni dinleyip anlama niyeti olmayanlarla tartışma.
18- Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
19- Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır verme.
20- Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle.
21- Kendini öven insanlardan kaç.
22- Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
23- Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
24- Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorlarsa onların öğütlerini göz ardı etme.
25- Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üstüne sıçrar.
26- Kendinin herkesten daha önemli olduğunu unutma.
27- Sen istemediğin sürece tanrı dışında kimsenin seni üzemeyeceğini aklından çıkarma.
28- Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
29- Sana bahşedilen zekâyı kullanmayarak tanrıya hakaret etme.
30- Senin zekâna inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
31- Kendini sev.
32- Alkol alınca kontrolünü yitirenlerle asla tartışma.
33- Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
34- Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakârlık yapma.
35- İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
36- Aşkta bile mantığına küsme. Kalbin doğru yolu bulacak içgüdüye sahip değil.
37- Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
38- Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanılabilecek hiçbir koz verme.
39- İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
40- Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

İki şey

İki şey insanı “nitelikli insan” yapar: :
1 İradeye hakim olmak
2 Uyumlu olmak
İki şey “ekstra değer” katar :
1 Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2 Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
İki şey geri bırakır:
1 Kararsızlık
2 Cesaretsizlik
İki şey kaşif yapar:
1 Nitelikli cevre
2Biraz delilik
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1 Baskın yeteneği bulmak
2 Cidden sevdiğin işi yapmak
İki şey başarının sırrıdır:
1 Ustalardan ustalığı öğrenmek
2 Kendini güncellemek
İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın
sırrıdır:
1 Niyetin saf olması
2 Ruhsal farkindalik
İki şey milyonlarca insandan ayirir:
1 Sorunun değil çözümün parçası olma
2 Hayata ve her şeye yeni
(özgün, orijinal, farklı)bakış acısıyla
yaklaşabilmek.
İki şey gelişmeyi engeller:
1 Aşırılık ( mübalağa, abartı, ifrat, tefrit)
2 Felakete odaklanmış olmak
İki şey çözüm getirir:
1 Tebessüm (gülümseme, sırıtma veya kahkaha değil!)
2 Sükût (susmak)
İki sey”kalitesiz insan”ın özelliğidir:
1 Şikâyetçilik
2 Dedikodu
İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1 Bakış acısını değiştirmek
2 Karsındakinin yerine kendini koyabilmek
İ ki şey yanlış yapmanı engeller:
1 Şahıs ve olayları akil ve kalp süzgecinden
geçirmek
2 Hak yememek
İki şey kişiyi gözden düşürür:
1 Demagoji (laf kalabalığı)
2 Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez
göstermek

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

hayat dersi: püf noktası

Bir fabrikada imalat hattindaki cok onemli olan ana makinalardan biri arizalaninca fabrikadaki tum uretim de durdu. Mevcut teknisyenler makineyi calistirmak icin cok ugrastilar, ancak ne yaptilarsa nafile, bir turlu basaramadilar. Sonunda disaridan uzman cagirdilar. Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna bakti. Sonra cantasindan bir cekic cikardi. Elinde cekicle makineye yaklasti. Makinenin belli bir noktasina elindeki cekicle dikkatlice sert bir vurus yapti. Makine hemen calismaya basladi ve hicbir ariza olmamis gibi devam etti. Fabrika tekrar harekete gecti. Uzman fabrikadan ayrildiktan iki gun sonra faturasini gonderdi :

“Hizmet bedeli karsiligi 1.000 USD (bin dolar)”

Fabrika muduru bu faturaya cok kizdi. Tepesi atti ve bir cekic darbesi icin bin dolari cok buldu. Uzmandan ayrintili fatura gondermesini istedi. Uzmandan bir gun sonra asagidaki ayrintili fatura geldi :

Makineye cekicle vurma bedeli…………..1 dolar
Nereye vuracagini bilme bedeli……….999 dolar
Toplam………………………………………1.000 dolar

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

SÖZÜN GÜZELLİĞİ

Eski Roma’nın ünlü generallerinden birinin eşi dünya güzeli bir kadınmış.
Kültürü, neşesi, ev sahibeliği üslubuyla benzeri güç bulunur bir “şahane
kadın” Boşanacakları haberi çıkmış,
bütün Roma bu haberle çalkalanıyor.
Yakın arkadaşları bir cesaret konuyu açmışlar:
– Eşin Roma’nın en güzel, en beğenilen, gıpta edilen kadını, diye
başlamışlar; lafı birbirinin ağzından alarak dakikalarca övdükten sonra,
sözü şu suale getirmişler. Nasıl olur da ondan ayrılmayı düşünebilirsin?
General bacağını uzatarak:
– Çizmemi beğendiniz mi önce onu söyleyin bana, demiş.
– Çok güzel!
– Tay derisinden yapılmıştır. Sicilya’nın en marifetli çizmecisi
tarafından, kendi eliyle,benim için yapılmıştır. Bir benzerini bütün Roma’da
bulamazsınız.
– Belli, demiş arkadaşları. Benzersiz derken de haklısın. Ama bunun, bizim
sualimizle ne alakası var?
Arkadaşlarının merakını iki kelimeyle gidermiş general:
– Ayağımı sıkıyor;….
İnsanda güzel olan yüzdür,yüzde güzel olan gözdür ama insanı insan yapan
ağızdan çıkan sözdür…..

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

FIRTINADA UYUYABİLİR MİSİN

Çok güzel bir hikaye; Ne mutlu UYGULAYABİLENE

Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik
satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu.
Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde
çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce
çalışmaktan vaz geçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi
olur diyorlardı.

Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın
haline bakıp ‘çiftlik işlerinden anlar mısın?’ diye sormadan edemedi
çiflik sahibi. ‘Sayılır’ dedi adam, ‘fırtına çıktığında uyuyabilirim’ .
Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boşverip çaresiz adamı işe aldı.
Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü
de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar:
Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: ‘Kalk,kalk!
Fırtına çıktı. Herşeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.’ Adam
yatağından bile doğrulmadan mırıldandı: ‘Boşverin efendim, gidin
yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim
ya.’ Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu
kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu.

Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: A-aa! Saman balyaları
birleştirilmiş , üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra
koştu. İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı
desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı
kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına
yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini
kapatırken mırıldandı: ‘Fırtına çıktığında uyuyabilirim’

Sıkıntılara zihnen (bilgi, plan), mânen (inanç), maddeten (tedbir)
hazırsanız, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. Hayatınız boyunca.

Sevgiyle kalın.

(KIZGINLIKLA KARAR ALMAYIN LAF SÖYLEMEYİN , MUTLULUKTAN UÇTUĞUNUZDA SÖZ VERMEYİN.
İKİSİ DE SARHOŞLUK ÂNIDIR, AKIL BAŞTA DEĞİLDİR)

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Sevdiğin Kadar Sevilirsin

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatlarının çırpındığı kadar hafif.
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç.
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..

Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin.
Sakın bitti sanma herşeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin..
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
ve sevgiliye hasret kaldığın kadar ona
yakınsın..
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli.
Bebek ağladığı kadar bebektir.
ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
Sevdiğin kadar sevilirsin..

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

RİSKLER !

Gülmek; “SAF” denme riskini göze almaktır.
Ağlamak ise; “DUYGUSAL” görünme riskini…
Birine yakınlaşmak; “KENDİNİ KAPTIRMA” riskini,
Duygularını açmak; “KENDİNİ ORTAYA KOYMA” riskini,
Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise;
“ONLARI BAŞKASINA KAPTIRMA” riskini göze almaktır.
Sevmek; “KARŞILIK GÖREMEME” riskini…
Yaşamak ise; “ÖLME” riskini göze almaktır.
Umutlanmak; “HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA” riskini
Çabalamak ise; “BAŞARISIZ OLMA” riskini göze almaktır…
Ama riskler yaşanmalıdır,çünkü; hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır.!
Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden konunabilir
ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez.
Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken,
bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder.
Sadece; riski göze alabilen kişi hürdür.
Leo F.Buscaglia

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Huzurlu Olabilmek Icin Birkac Oneri

Her türlü hastalığın kaynağı huzursuzluktur.
Tedirgin edici duygular ve endişelerin yarattığı gerilimle yaşayan insan, “Ne olur, bir parça sakin kalabilsem!” dediği halde bunun için ne yapacağını bilemez. Aslında basit bir kaç adımla sakinleşmek hiç de zor değil.

Nefesinizi dinleyin:
Nefesinizin sesine konsantre olduğunuzda, soluk alıp verdiğinizi gerçekten duyduğunuzda, kendinizi son derece huzurlu hissedeceksiniz. Bunun için derin soluk alın. Ve bir çiçeği kokladığınızı hayal ederek nefesi içinize çekin.

Vakti gelince endişelenin:
Endişelerin çoğu gelecekle ilgilidir. Birçoğu asla gerçekleşmeyecek olayların etrafında dönüp durur. Bu nedenle yaşadığınız zamana konsantre olun. Böylece “gelecek”, kendi başının çaresine bakacaktır.

Nane için:
Eğer daha uyarıcı olan kahve veya siyah çay içmeyi tercih ediyorsanız, sakinleşmeyi unutun, boşa harcanan zaman demektir. Ya da nane çayı gibi bitkisel çayları tercih ederek sakinleşmeye yardımcı olun.

Hassas ayakkabılar giyin:
Herhangi bir refleksolojist size gerçek rahatlamanın ayaklardan başladığını söyleyecektir. Açıkça görülüyor ki, rahat ayakkabılar giymek, hiç ayakkabı giymemiş olmak kadar rahatlatıcıdır.

Her şeyin içinde en iyiyi arayın:
İnsanlarda ve olaylarda en iyiyi aramayı alışkanlık haline getirin. Bu basit yaklaşımın sizi sakinliğe götürecek iyimserlik ve pozitiflik yarattığını anlayacaksınız.

Tara ve tarat:
Birinin saçlarını taramak için vakit ayırın. Daha iyisi, kendi saçlarınızı tarayın veya başkasına taratın. Yavaşça, metotlu ve uzunca. (Taramak birkaç sakinleştirici akupresür noktaya temas ederek mesaj etkisi yaratır ve tekrarlanması daha çok işe yarar.)

İnsan olduğunuzu düşünün:
Kusursuz ve mükemmel olmayı başkalarına bırakın. Ne olduğunuzu, kim olduğunuzu düşünün ve bulunduğunuz halden mutlu olun, sonuç olarak daha rahat olacaksınız.

Çocukları izleyin ve ders alın:
Çocuklardan sakinlik (huzur!) dersi alın: Onların her anlarını, nasıl sadece ve sadece o anın zevki için yaşadıklarını seyredin. Kendinizin de böyle olabileceğinizi düşünün.

Sakin düşünün:
Sakin düşüncelere sahip olun. Sakin manzaralar hayal edin, sakin sesleri anımsayın ve ne hissedeceksiniz tahmin edin, bakalım. En iyisi tahminle vakit geçirmeyip hemen uygulamaya başlamak. En iyisi de bir deniz kenarında engin suları seyretmek. Denizin olmadığı yerde gökyüzünün derinliklerine bakabilirsiniz.

Portakal çiçeği spreyleyin:
Bir bardak maden suyuna 3 damla portakal çiçeği yağı ekleyin ve rahatlama ihtiyacı hissettiğinizde etrafa bir sprey ile sıkın.

Beyaz giyinin:
Giydiğiniz giysilerin nasıl hissettiğiniz yönünde ciddi etkileri vardır. Bedeninizi sıkmayan rahat giysiler, doğal kumaşlar ve açık renkler hep sakinleştirir. Bu yüzden yogiler hep beyaz giyerler. Sahip olmak ile yaşamak arasındaki farkı tanıyın.

Bebek gibi uyuyun:
Uykunuzu engelleyen her şey kahve, kola, alkol sakin olabilme yeteneğinizi engeller. Bunları içmek yerine ihtiyacınız olduğu kadar uyuyabilmek için gereken ne ise onu yapın.

Gülümseyin:
Gülümsemek yüzünüzdeki başlıca bütün kasları gevşetir. Aynı zamanda kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacak müthiş bir etki yaratır.

Daha az nefes alın:
Oldukça rahatlamış bir insan dakikada sadece 5–8 defa nefes alır. Nefesinizi bu kadar düşürdüğünüzde çabucak rahatlayıp gevşeyeceksiniz.

Güzellik saçın:
Hayatta nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, bir parça güzellik katmak için gayret edin veya zaten var olan güzelliği geliştirin.

Biraz gözyaşı dökün:
Ağlamanın hem duygusal, hem de fiziksel rahatlatıcı bir yanı vardır.

Günbatımını hayal edin:
Günbatımları bazen hüzünlü olmalarına rağmen her zaman huzurludurlar. Ve pembe olanları daha da huzur yüklüdür. Cumartesi olduğunu hayal edin.

Değişin:
Gergin durumlarla başa çıkmanın iki yolu vardır, ya onları değiştirirsiniz ya da onlara bakış açınızı değiştirirsiniz. Bakış açınızı değiştirmek daha zordur, fakat kişiyi aydınlatır.

Kol saatinizi satın:
İşte, en çarpıcı sakinleştirici. Hiç saatinizi çıkarttığınız zaman ne kadar sakinleştiğinize dikkat ettiniz mi? Zaman zaman saatinizi çıkartın ve zamanın baskılarından kurtulun…

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Tavsiye

Bana bin söz edeceğine bir şekil göster. Bir şekil bin sözden daha iyidir.
Affedici olun.
Sözünüzün eri olun.
Sabır, zamanı lehimize çevirme sanatıdır.
Eğitilmemiş her kuvvet zayıflığa dönüşür. Sabır bir bekleme dönemi olmadığı için, sabırlı insan bir yandan neticelere katlanırken bir yandan da yeni girişimlerini sürdürür.
Kararlı olmanız hedefi yıldırır.
Kendinizi hedefe kilitleyeceksiniz ve o kilidi açması muhtemel bütün anahtarları ortadan kaybedeceksiniz. Kararlılık işte buna denir. Korkunuz, korktuğunuza güç verir.
Korkaklık iyi hazırlanamamanın ürünüdür. Kuvvetlerinizi iyi komuta ediniz.
Komuta gücü, kuvvetleri oranında iyi bir komutan olabilen herkes, büyük zaferler kazanır. Kötü komutan mevcut kuvvetlerini de elden çıkarır. Samimi pişmanlık, gelecekteki hataları da önler.
Danışma, mesele üzerindeki aydınlığın arttırılmasıdır.
Başkalarının gayretlerini, bilgilerini, tecrübelerini, fikirlerini kendi gayret, bilgi, tecrübe ve fikirlerimize katma faaliyeti olan danışma, yakın dostlarımızdan biri olarak yanımızdan hiç ayrılmamalıdır.
Anahtar aramak yerine, anahtar olabilmelisiniz.
Kendinizi ifade etmekten kaçınmayın.
Tribündeki seyircilerden futbol tarihine geçmiş kimse yoktur.
Zamanında yapılmayan iş, yapılmamış iştir.
Küçük ikazların, büyük değeri vardır.
İnsana yaklaşmak önemlidir.
Onları tanıma sanatını öğreniniz. Güçlerini nereden alıyorlar? Bunu anlayınız. İnsanı doğru değerlendirmenin bir yolu da, görüşmenin doğru zaman ve zeminde yapılmasıdır. Her insan bir limandır, usta kaptan bekler.
Toplumu şekillendirenler, önderlik yapanlar, güç elde edenler eylem adamlarıdırlar.
İnsanlara anlayış derecelerine göre hitap ediniz.
Başarı herkese kaldırabileceği ağırlığı kaldırtmaktır.
Doğal olunuz.
Kibir emeği kirletir.
Küsmeyeceksiniz.
İstisnalara karşı istisna hareket etmelisiniz.
Her zaman daha iyisini yapmaya çalışınız.
Unutmak, ilmin afetidir.
Merhamet edin, fakat merhamet beklemeyin.

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Güzel Bir Hikaye

Bir kurdu avcılar fena halde sıkıştırmıştır. Kurt ormanda oraya buraya kaçmakta, ancak peşindeki avcıları bir türlü ekememektedir. Canını kurtarmak için deli gibi koşarken bir köylüye rastlar. Köylü elinde yabasıyla tarlasına girmektedir. Kurt, adamın önüne çöker ve yalvarmaya başlar.
‘Ey insan ne olur yardım et bana, peşimdeki avcılardan kaçacak
nefesim kalmadı, eğer sen yardım etmezsen biraz sonra yakalayıp öldürecekler.
Köylü bir an düşündükten sonra yanındaki boş çuvalı açar, kurda içine girmesini söyler. Çuvalın ağzını bağlar, sırtına vurur ve yürümeye devam eder.
Birkaç dakika sonra da avcılara rastlar. Avcılar köylüye bu civarda bir kurt görüp görmediğini sorarlar, köylü ‘görmedim’ der ve avcılar uzaklaşır.
Avcıların iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra köylü sırtındaki torbayı indirir, ağzını açar, kurdu dışarı salar.
‘Çok teşekkür ederim’ der kurt, ‘Bana büyük bir iyilik yaptın’
‘Önemli değil’ der köylü ve tarlasına gitmek üzere yürümeye başlar.
‘Bir dakika’ diye seslenir kurt: Çok uzun zamandır bu avcılardan kaçıyorum,
çok bitkin düştüm, açım, kuvvetimi toplamam için bir şeyler yemem lazım ve
burada senden başka yiyecek bir şey yok.’
Köylü şaşırır:
‘Olur mu, ben senin hayatını kurtardım.’
‘Yapılan iyiliklerden, verilen hizmetlerden daha çabuk unutulan bir şey
yoktur’ der kurt.
‘Ben de kendi çıkarım için senin iyiliğini unutmak ve seni yemek zorundayım.
‘ Bir süre tartıştıktan sonra, ormanda karşılarına çıkacak olan ilk üç kişiye bu konuyu sormaya ve ona göre davranmaya karar verirler.
Karşılarına önce yaşlı bir kısrak çıkar.
‘ Ne vefası ‘ der kısrak, ‘Ben sahibime yıllarca hizmet ettim, arabasını çektim, taylar doğurdum, gezdirdim. Ve yaşlanıp bir işe yaramadığımda beni böylece kapıya koydu…
‘Bir sıfır öne geçen kurt sevinirken bir köpeğe rastlarlar.
‘Ben hizmetin değerini bilen bir efendi görmedim’ der köpek, ‘
Yıllardır sadakatle hizmet ederim sahibime koyunlarını korurum, yabancılara saldırırım, ama o beni her gün tekmeler, sopayla vurur…’
Kurt köylüye döner, ‘İşte gördün’ der. Köylü de son bir çabayla
‘Ama üç diye konuşmuştuk, birine daha soralım, sonra beni ye’ diye cevap verir.
Bu kez karşılarına bir tilki çıkar.
Başlarından geçenleri, tartışmalarını anlatırlar.
Tilki hep nefret ettiği kurda bir oyun oynayacağı için keyiflenir.
‘Her şeyi anladım da’ der tilki
‘Bu küçücük torbaya sen nasıl sığdın?
‘Kurt bir şeyler söyler, tilki inanmamış gibi yapar:
‘Gözümle görmeden inanmam…
‘İşin sonuna geldiğini düşünen kurt torbaya girer girmez,
tilki köylüye işaret eder ve köylü torbanın ağzını sıkıca bağlar.
Köylü eline bir taş alır ve ‘Beni yemeye kalktın ha nankör yaratık’ diyerek torbanın içindeki kurdu bir süre pataklar.
Sonra tilkiye döner
‘Sana minnettarım beni bu kurttan kurtardın’ der. Tilki de ‘Benim için bir zevkti’ diye cevap verir. O an köylünün gözü tilkinin parlak kürküne takılır, bu kürkü satarsa alacağı parayı düşünür ve hiç beklemeden elindeki taşı kafasına vurup tilkiyi öldürür.
Sonra da torbanın içindeki kurdu ayağıyla dürter:
‘Haklıymışsın kurt, yapılan iyilikten daha çabuk unutulan bir şey yokmuş…’

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın

Bir Söz…

‘Her sabah Afrika’da bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa öldürülecektir.
Her sabah Afrika’da bir aslan uyanır. En hızlı ceylandan daha hızlı koşması gerektiğini bilir, yoksa aç kalacaktır.
Aslan veya ceylan olmanız fark etmez. Güneş doğduğunda koşmaya başlasanız iyi olur.’

Genel kategorisine gönderildi | Yorum bırakın